BOŞANMA DAVALARINA DAİR SIKÇA SORULAN SORULAR
- mdk
- 7 Oca
- 5 dakikada okunur
Aile toplumun en temel yapı taşıdır. Geçmişten günümüze kökleşen bu anlayışa bağlı olarak aile kurumu toplum için son derece önemlidir. Ailenin kurulması da sonlanması da hukuken sıkı şekil şartlarına bağlıdır. Bu durum kültürel, maddi ve manevi pek çok açıdan önemli olan kurumun zaman içinde yozlaşmaması, bozulmaması ve deformasyona uğramaması için alınan önlemlerdendir.
Evlenmek kadar olağan bir olgu da boşanmadır ve kişiler evlilik birliği kurduğu kişi ile hayatının sonuna kadar bir arada kalamayabilir. Bu nedenledir ki boşanma müessesesi de önemli bir hukuki mesele olarak Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir.

Boşanma davaları, hukuk sistemindeki pek çok davaya nazaran ismi en çok bilinen dava türü olabilir. Bunun bir getirisi olarak boşanma davalarına ilişkin toplumda doğru ve yanlış pek çok bilgi yıllardan beri kulaktan kulağa yayılmıştır. Boşanma kararı alan kişiler bu alanda çevrelerinden, internetten ve sair yollardan edindikleri bilgilerin doğruluğu ve yanlışlığı hususunda emin olamayacakları için zaman zaman kendilerini sakıncalı durumlar içine sokabilirler. Bu nedenledir ki boşanma davalarında da diğer tüm dava türlerinde olduğu gibi bir avukattan destek alarak hukuki süreci yürütmek en sağlıklı seçenektir.
Boşanma hususunda bir sürece başlamadan önce kişilerin bu sürece ilişkin temel bilgi edinme ihtiyacını göz önünde bulundurarak sık merak edilen soruları sizler için inceledik. Yazımızın devamında bu en çok merak edilen hususlara ilişkin temel bir bilgi edinebilirsiniz.
Anlaşmalı Boşanma ile Çekişmeli Boşanma Arasındaki Farklar Nelerdir?
Boşanma davaları olarak bilinen hukuki yolda karşımıza çıkan ilk ayrım anlaşmalı ve çekişmeli boşanma olarak karşımıza çıkar. İsimlerinden de anlaşıldığı üzere en basit anlatım şekli tarafların boşanmaya ilişkin tüm hususlarda anlaşması halinde bunu mahkemeye birlikte beyan etmesi ile boşanmaları süreci anlaşmalı olarak nitelendirilirken farklı iddialarla evlilik birliğinin son bulduğunu ileri süren tarafların farklı talep ve beklentilerinin hakim kararıyla neticelendirilmesi yöntemine ise çekişmeli boşanma davası denebilir.
Her iki dava için de kişilerin dilekçeleri ile yetkili mahkemede usulüne uygun bir dava açması şarttır. Boşanma ve ferilerine ilişkin tüm taleplerin yahut anlaşmaların ilgili dilekçelerde yer bulmuş olması da son derece önemli ve kritiktir.
Anlaşmalı boşanma protokolü de toplumda sıkça duyulan fakat içeriğine ilişkin kişilerin net bilgilere sahip olmadığı hususlardandır. Anlaşmalı boşanma davalarının bel kemiği olarak nitelendirilebilecek bu protokolün bir hukukçu marifetiyle her iki tarafın istek ve beklentilerini en doğru şekilde içerdiği biçimde hazırlanması son derece hayatidir.
Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer?
Boşanmak isteyen kişilerin bu dava yoluna gitmeden önce en çok merak ettiği noktalardan biri de boşanma davasının ne kadar sürede neticeleneceğine ilişkindir. Boşanma davaları her biri kendi içinde oldukça farklı iddia ve olgular içermesi nedeniyle farklı süreler içerisinde karar çıkabilmektedir. Bu nedenle boşanma davaları ne kadar sürer? Sorusunun net bir cevabı ne yazık ki yoktur. Öncelikle anlaşmalı boşanma davalarının çekişmeliye oranda daha kısa sürdüğü bir gerçektir. Eğer usul anlamında hukuki bir hata yapılmadan açılmış bir dava varsa kişiler büyük olasılıkla mahkeme huzuruna çıktıkları ilk celse de dosyanın karara çıktığını görebilirler. Bununla birlikte velayet hususu gibi tarafların takdirine bağlı olmayan noktalarda ayrıca bir inceleme gerekmesi durumunda anlaşmalı boşanma davaları da daha uzun sürelerde neticelenebilir.
Çekişmeli boşanma davalarında ileri sürülen iddia ve vakıaların ispatına ilişkin pek çok inceleme, araştırma, delil toplama süreci bulunacağından bu davaların daha uzun soluklu olduğunu belirtmek gerekir. Tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporları alınması gibi süreçler çekişmeli boşanma davalarında süreci uzatır bununla birlikte en doğru kararın verilebilmesi için de bir gerekliliktir.
Boşanma Davalarında Çocuğun Velayeti Kime Kalır?

Evlilik birliği içerisinde müşterek çocuğun velayeti kural olarak anne ve babadadır. Burada anne ve baba birlikte velidir. Çift boşanma sürecine girdiği andan itibaren çocuğun velayetine ilişkin bir karar kurulması da ilgili davanın bir gerekliliğidir. Boşanma davalarında çocuğun velayetine ilişkin husus tarafların kendilerine bırakılmış, keyfi karara uygun bir konu değildir. Çocuk Koruma Kanunu başta olmak üzere çocuk haklarına ilişkin çok sayıda yasal düzenleme ile ilgili süreçte çocukların haklarının korunması devletin ve yargının da bir sorumluluğudur. Bu nedenledir ki hakimler çocuğun velayetine ilişkin kapsamlı bir araştırma yapmak ve elde ettiği olgularla bir karar vermek yükümlülüğündedir.
Bu durumu bir örnekle özetlemek gerekirse; bir boşanma davasında davacı anne çocuğun
velayetini istemiyor olsun. Bununla birlikte babanın velayete ilişkin bir talep yahut beyanı da bulunmuyorsa bu noktada doğrudan velayet babaya verilmez. Hakim öncelikle Sosyal inceleme raporu alarak, tarafların sosyo-ekonomik durumlarını inceleyerek ve davadaki diğer tüm iddiaları bir bütün halinde ele alarak çocuk için en yararlı olacak kararı vermekle yükümlüdür. Eğer bu örnek verdiğimiz dosyada baba çocuğun velayetini alma hususunda yeterli niteliklere sahip değilse çocuğun devlet koruması altına alınmasına da karar verilebilecektir.
Sık karşılaşılan durumlar boşanma davalarında her iki tarafın da çocuğun velayetini istediği yöndedir. Bu noktada da çocuğun sağlıklı gelişimi için gerekli koşulları taşıyan kişilere velayet verilir. Yaşa bağlı olarak çocuğun beyanlarına da bu süreçte başvurulur. Unutulmamalıdır ki hedef çocuğun üstün yararını korumak, sağlıklı ve güvenli şekilde gelişmesini sağlamaktır.
Nafaka Nedir? Çeşitleri Nelerdir? Miktarı Neye Göre Belirlenir?
Boşanma davalarında nafaka kavramı da kişilerin en çok merak ettiği noktalardandır. Nafaka hayatlarının bir kısmını birlikte geçirmiş olan tarafların boşanma sürecinde de birbirlerini ekonomik olarak koruyup desteklemesi için getirilmiş bir uygulamadır. Toplumumuzda sık görülen durumlardan biri evlilik birliği içerisinde eşlerden birinin çalışıp evin ekonomik kaynağı olurken diğer eşin de ev içerisindeki düzen ve nizamı sağladığı şeklindedir. Geçen zamanda modern aile profilinde her iki eşin de aktif iş hayatında bir role sahip olduğu görülmektedir. Bununla birlikte geleneksel aile yapısı yani kadının ev hanımı erkeğin ise evin ekonomik kaynak olduğu aile profilleri de toplumumuzda azımsanmayacak yoğunluktadır.
Taraflardan biri boşanma sürecinde ekonomik olarak güç duruma düşecek ise bunun önlenmesi için nafaka alması hususunda karar kurulabilmektedir. Bu tarafların doğru şekilde talepte bulunmasına ve hukuken gerekli şartların kişi tarafından sağlanmasına da bağlıdır. Özellikle kusur noktasında nafaka alma hakkı bulunuyor olması dava tarafları için önemlidir.
Tedbir Nafakası
Nafakalar, tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakası olarak dört çeşide sahiptir.
Henüz boşanma davası sürerken ekonomik olarak zor duruma düşme ihtimali kuvvetli olan taraf yahut çocuklar yararına mahkeme tarafından hükmedilen nafaka türüdür. Bu nafaka hem talep eden eş hem de çocuklar yararına ayrı ayrı hükmedilebilecek niteliktedir. İsminden de anlaşılacağı üzere boşanma sürecinde olası ekonomik riskleri minimuma indirmek adına tedbiren hükmedilen niteliktedir. Tedbir nafakaları boşanma davasının kesinleşmesi ile sona erer.
İştirak Nafakası
Boşanma davası neticelendikten sonra velayet taraflardan birine verilir. Velayet kendisinde bulunmayan taraf da çocuğun bakımı, gelişimi, eğitimi gibi konularda velayet sahibi kadar sorumludur. İştirak nafakası velayet kendisinde bulunmayan tarafın çocuk için üstlenmesi gereken ekonomik yükümlülüklere göre mahkemece hükmedilen nafakadır. Miktarı çocuğun yaşı, gelişimi ve ihtiyaçlarına göre ayrıca nafaka yükümlüsünün işi, ekonomik gücü gibi unsurlara bakılarak mahkemece belirlenir.
Yoksulluk Nafakası
Boşanma davası neticelendikten sonra ekonomik olarak zor duruma düşecek olan eşe diğer eş tarafından ödenmesine karar verilen nafaka türüdür. Bu nafakanın alınabilmesi için kişinin boşanmada az kusurlu ya da daha az kusurlu olması şarttır. Yani boşanmaya neden olan asli kusurlu taraf ekonomik olarak zor duruma düştüğü için diğer taraftan yoksulluk nafakası almaya hak kazanamaz. Yoksulluk nafakası da yine tarafların ekonomik durumlarına göre miktarı belirlenen yapıdadır. Yoksulluk nafakası alan kişinin maddi durumunda zaman içerisinde iyileşme olursa, yeni bir işe başlarsa yahut nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunda zayıflama olursa ilgili nafakanın kaldırılması konusu da gündeme gelebilecektir.
Yardım Nafakası
Bu nafaka türü boşanma davasının dışında bir nafakadır. Fakat kişiler tüm nafakaların boşanma davası ile ilişkili olduğunu düşündüğü için kısa bir bilgi vermenin faydalı olacağı kanaatindeyiz. Yardım nafakası aile üst soyu, yahut 18 yaşını doldurmuş evlatların ekonomik olarak kendini geçindirme anlamında yetersiz kalması sebebiyle talep edebileceği nafaka türüdür. Hukuken gerekli şartları sağlayan kişiler aile üyelerinden bu nafaka desteğini alabilir. Özellikle eğitim hayatına devam eden ve meslek sahibi olmayan evlatların anne ve babalarından ilgili yardım nafakası talebinde bulunduğu uygulamada tespit edilen durumlardandır.
Boşanma Davası İçin Gerekli Olan Belgeler Nelerdir?

Boşanma davaları son derece kapsamlı araştırma gerektiren çok sayıda bilgi ve belgenin bir arada bulunması gereken dava türlerindendir. Kişilerin boşanma davalarını avukatsız yürütmeye çalışması eksik evraklar, usulen hatalı yol izlenmesi gibi nedenlerle çıkmaza girme risklerini artırır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu da göz önünde bulundurulduğunda usulen hatalı yürütülen bir dava nedeniyle davanın esasında haklı olan kişilerin ciddi hak kayıpları yaşadığı görülmektedir.
Bu nedenle boşanma kararı alan kişilerin alanında uzman avukatlar ile iletişime geçerek, yüz yüze görüşme gerçekleştirerek sürece ilişkin kapsamlı bilgi alması, tüm süreci de bir avukat marifetiyle yürütüp neticelendirmesi tavsiyemizdir.
Comments